27 Temmuz 2012 Cuma

The Dark Knight Rises


Filme geçmeden önce, CineMaximum ahalisine bu yaz için çok teşekkür ediyorum Amazing Spider-Man ve The Dark Knight Rises'a ön gösterim yaptıkları için.Birer organizasyon değillerdi belki, bir gün evvele alınmış bir sinema matinesinden ibaretlerdi ancak... Memleketimde sinema sektörünün durumu düşünülürse çok önemli adımlar bunlar.Tekrar tekrar teşekkür ediyorum size.

CineMaximum ahalisine ne kadar minnetarsam, seyirciye de bir o kadar sitemkarım.Bir filmi ön gösteriminde izleyecek kadar şiddetle bekleyen bir insan, ya söz konusu filmi izlemeden bir dakika daha duramayacak kadar uzun süre beklemiştir ya da  azılı bir sinemaseverdir diye düşünüyorum.Haliyle insanların izledikleri filme saygısı olması gerektiğine de inanıyorum.Bu geceki güruh malesef bu konuda sınıfta kaldı.Bruce Wayne'e Polat Alemdar muamelesi yapan gençler yeri geldi ıslık çaldı, yeri geldi alkışladı, yeri geldi yuhaladı film boyunca.İnsanlar o salona eğlenmeye geliyor, nasıl eğlenecekleri onlara kalmış tabi ki...benimkini katletmedikleri sürece.


İşin daha da vahim tarafı sınıfta kalan tek şey seyirci değildi bu gece...

Filmin Türkçe çevirisini yapan arkadaşa buradan çok selam söylemek istiyorum.Sinemaya gidebilir yaşa geldiğim günden beri izlediğim en berbat altyazılarla geldi TDKR.Filmin 15. dakikasında ümidimi kestim çeviriden ve altyazılar yokmuş gibi davranmaya başladım.Dublajlı izleyecek arkadaşların Tanrı yardımcısı olsun.Hepimiz insanız, hata yapacağız tabi ki.Ancak bu kadar üzerine titrenen bir film için daha titiz çalışacağınızı ümit etmiştim.Divxplanet ve benzeri siteler evlerinde oturdukları sandalyaden sırf hobi olsun diye film çevirisi, altyazısı hazırlayan adamlarla dolu.Bu filmi onlardan birine verseydiniz, şu an çalıştığınız insanlardan çok daha makul fiyata ve çok daha başarılı çeviriler hazırlayabilirlerdi sizin için.


Süper kahraman filmleri tahmin edilebilir filmlerdir.Hepsinin sabit bir döngüsü var.Kötü adam kahramanı yener, kahraman bir yolunu bulur elini güçlenidirir ve kötü adamı kötekler.Standart tatava budur.Süper kahraman filminizi Chris Nolan yönetiyorsa bu süreç 2-3 kez falan tekrar eder ama en nihayetinde kahraman zafere ulaşır.The Dark Knight'ı tarihin en iyi süper kahraman filmi yapan şey Heath Ledger'ın Joker'i vasıtasıyla filmin "dönüş" noktalarının müthiş gizlenmiş olmasıydı.The Dark Knight Rises bu havadan malesef çok uzakta.Film boyunca yaşanacak herşeyi önceden kestirmek son derece mümkün ve bu durum seyir zevkini malesef yerle bir ediyor.Ayrıca buradan medyaya da çok teşekkür etmek istiyorum.Filmin bitirici vuruşunu yapması gereken sahneyi, daha film çekilmeye başlamadan katlettikleri için.Ben ki filmle ilgili her türlü materyalden, film öncesinde uzak durmaya çalışmış bir adam olarak Cotillard'ın oynayacağı rolü daha Inception yayınlandığı gün öğrenmiştim....filmi izler izlemez ne demek istediğimi anlayacaksınız zaten.


The Dark Knight Rises, Sam Raimi'nin Spider-Man 3'te yaşadığı dertten muzdarip.Batman ve Bane'den kalan sahneleri paylaşması gereken çok fazla karakter var ve başarılı oyunculuklara rağmen havada kalıyorlar.Bir de üstüne işin içine John Blake'in hikayesini zorla yedirmeye çalışınca geri kalan karakterlerin ekran süreleri 3 ila 5 dakika arasına sıkışıyor ve cidden anlamsızlaşıyorlar.Oyunculujklar konusunda en büyük övgüyü Anne Hathaway almalı.Sesiyle, mimikleriyle, vücut diliyle öyle güzel taşıyor ki Selina Kayle'ı keşke daha Begins'ten ortaya çıkmış olsaymış dedirtiyor, belki o zaman öpüşmelerinin bir anlamı olurdu.Yine de rolü kaptığını duyduğum an beri kendisi hakkında yaptığım tüm kötü yorumları geri alıyorum.Hathaway iyi ama bir Emma Stone değil tabi.

Filmin bir diğer eksi puanı, bana katılır mısınız bilmem ama John Blake.Daha ekrana girdiği an rolünün nereye gideceğini avaz avaz bağıran bu arkadaş, filmin finalini daha açılış sahnesinden katlettiği yetmezmiş gibi bir de utanmadan Batman ve Bane'den de fazla ekran süresi alarak bir yerden sonra "olm bak git" herşeye burnunu sokma dedirtiyor.Seni seviyorum Joseph-Gordon Lewitt, ama filmin en zorlama noktası sensin ve bunu kabul etmelisin.

Filmin kötü adamı Bane ve Tom Hardy'nin de hakkını yememekte fayda var.Maskesi sebebiyle mimiklerinden yoksun kalan Hardy'nin , Hans Zimmer'ın da arka plandan kendisine verdiği müthiş destek ile harika bir iş çıkardığını söyleyebilirim.Ledger ve Joker'i gibi filmi sırtlayamıyor olsa da müdahil olduğu her sahneye renk katıyor.Bane'in daha film çıkmadan herkes tarafından tartışılan sesi için çok korkmanıza gerek yok.Nolan'ın planlarındaki ilk seslendirme üzerinde bayağı bir oynamışlar ve genel olarak net bir şekilde duyuluyor Bane'in tümceleri.


Yukarıda yazdıklarımı görmezden gelebilirseniz eğer TDKR gayet başarılı bir süper kahraman filmi.Begins'in, TDK'nın ya da Nolan'ın külliyatındaki diğer filmlerin derinliğinden uzak olsa da seyirciyi yakalayan keyifli bir seyirlik ve Batman efsanesinin şanına yakışır bir kapanış yapıyor.


3 büyükler bu yaz beyaz perdede boy gösterdiğine göre, artık The Avengers'ı 2012 yazının en büyük filmi ilan edebiliriz resmi olarak.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder